Ayakkabıcılık veya Kunduracılık - Ayakkabı yapımında Kullanılan Geleneksel Bir Zanaat
Ayakkabıcılık veya kunduracılık, günümüzde endüstriyel üretim ve piyasada el sanatlarından çok daha ucuza sunulan Çin malları tarafından büyük ölçüde bastırılmış olan geleneksel bir ayakkabı yapımı sanatıdır. Deri, ahşap, kauçuk ve plastikten çeşitli ayakkabı, bot, sandalet, takunya ve mokasen modelleri üretilmektedir. Ayakkabıların yapıldığı ayakkabı kalıpları demir veya tahtadan yapılmıştır. Bir zamanlar Struga Çarşısı'nın ünlü ustalarından biri olan Yone Klenko, işçiliğin ve kalitenin takdir edildiği günleri yad ediyor. Zanaatkar olmak için dürüst olmak ve müşteri çekmek için iyi çalışmak gerektiğini söylüyor. Sanat olarak gördüğü bu meslek hayattaki en büyük tutkusu.
Fransa'da örme deri sandalet yapmayı öğrenen, daha sonra Belgrad'da ayakkabıcı olarak çalışmış ve sadece kadın sandaletleri yapmış olan babamla birlikte çocukken bu zanaata başladım. 1938 yılında bizi de götürdü ve savaştan önce kaçıp Struga'ya geri döndük. Birlikte çalıştık, başlarda zordu çünkü kunduracının deri, taban ve bir kalıp yapmak için ihtiyaç duyduğu her şeyi temin etmesi gerekiyordu ve en önemli şey bir kunduracı olarak zanaatkarın dürüst olmasıydı çünkü aksi takdirde müşteri çekemezdi. Bugün dürüstlük yok olmuştur" diyor Klenko.
90 yaşındaki usta, artık ayakkabı ve çanta yapmamasına rağmen her gün evindeki atölyesinde oturuyor. Babasından miras kalan ve zamanla ve insanların ihtiyaçlarına göre modern akımlara uyum sağlayan bu zanaatın çok zor bir zanaat olduğunun altını çizerek, geçmişte bunun nasıl yapıldığını görebilmek için çalıştığı köşeyi bir hatıra olarak bırakmak istiyor. Zanaatın ölmekte olduğuna ve varisi olmadığına üzülüyor. Çocukları okuyarak, kendilerine çok daha yüksek gelir getiren bir meslek seçmişler. Ayrıca kunduracılık mesleğini öğrenmek isteyen çırak da bulunmuyor.
"El sanatlarının ölmesi çok üzücü bir durumdur. Şu anda bunu söylemek bile benim için çok zor. Daha fazlasını öğrenmek için tüm Yugoslavya'yı gezdim. Bugün ise hiç kimse ilgilenmiyor. Alet bulmak için gitmediğim yer kalmadı. Artık o zanaatı öğrenemeyecek olmaları beni çok üzüyor. Gençlerin öğrenebilmesi için ne ilgi ne de ustalar var. Ayakkabıcılık mesleğini öğrenmek herhangi bir fakülteden daha zordur" şeklinde konuşuyor Klenko. Eskiden çok sayıda usta vardı, bugün bu sayı çok az, sadece ayakkabı tamirciliği yapanlar kaldı, çeşitli modeller yapan ustalar yok artık.
Klenko, bu zanaatın geçmişte sadece Struga ve Ohrid halkından değil, sabır gerektiren benzersiz el yapımı ayakkabılar giymek isteyen turistlerden de büyük ilgi gördüğünü, kadınların bunu eskiden daha çok takdir ettiğini ve daha sık topuklu ayakkabı giydiğini, artık gençlerin belirli kutlamalar dışında nadiren topuklu ayakkabı giydiğini dile getiriyor. Eskiden müşterilerin iyi işçiliği takdir ettiklerinden dolayı, iyi yapılmadıkları takdirde ayakkabıları hemen iade ettiklerini söylüyor Klenko.
Günümüzde ucuz ve kalitesiz olan her şey moda olurken, kaliteli olanın, büyük bir sevgi ve beceriyle yapılanın değeri trendde değil. Gün bugündür huzuru ve sükuneti bulduğu atölyesi, değerli aletler, fotoğraflar, çantalar, ayakkabılar, hediyelik eşyalar ve el emeği ile yaptığı diğer eşyaların bulunduğu küçük bir müzeyi andırıyor ve burada, çalıştığı makineler de duruyor. 1926 'yılından olan bir makinenin üzerinde "geçmişin, bugünün ve geleceğin hatırası… satılık değil" yazısı duruyor. Artık çalışmıyor olsa da zamanını ayakkabı, çanta ve kemer tamir etmekle geçiriyor.
Struga zanaatkarı olan Klenko, "1995'ten beri sadece tamir işlerini yapıyorum. Burada gördüğünüz her şey eskiden yaptığım şeylerdir ve onları hala koruyorum. Bugün dükkan ve butiklerden çantaları onarım için getiriyorlar. Bu da beni zihin ve umutla dingin tutuyor, bir şeyler yaptığımda kendimle gurur duyuyordum " ifadelerini kullanıyor.
Struga'nın en yaşlı ustası, devletin eski el sanatlarına yardım etmesi için strateji ve özene ihtiyacı olduğunu söylüyor. Zanaat dükkanlarının ve zanaatlarındaki büyük ustaların bu toplumun seçkinleri olduğu ve aynı zamanda asıl devlet ve belediye bütçesini dolduranlar oldukları zamanı büyük bir nostaljiyle hatırlıyor. Strugalı Yone Klenko'nun hünerli elleri tarafından yapılmış olan çok sayıda ayakkabı ve çanta, Struga Çarşısı'nda el sanatlarına değer verildiği farklı bir zamanların tanığıdır.