1660 yılında yerleşim yerinde 600 hane varmış ve sanayisi az gelişmişt. XIX y.y. çevre yerleşim birimlerinden ayrılmayı başarıyor ve yoğun bir şekilde gelişiyor. Bu dönemde Kumanova önemli hayvan ve buğday pazarı olarak anılmaktadır.
Şehrin bu gelişim nedenleri, idari merkez rölüne ve çoktandır buralarda mevcut olan karayolları ve XIX y.y. yetmişli yıllarında inşa edilen yolların trafik kavşağını oluşturmasına bağlıdır. Yakınlığında demir yolu hattının inşa edilmesiyle çevre yerleşim yerlerine kıyasen hakim konumunu güçlebdirmiştir. Bu şekilde etraf ahali için cazip göç yeri oluyor ve yoğun bir şekilde nüfus artışı da kaydediyor. XX y.y. başlangıcında Kumanova nüfusu 15.000 kişiydi. Savaş sonrası dönemde nüfus sayısında artış gözleniyor ve 1948 yılında 20.000 nüfusu olan Kumanova, 2002 yılında 70.000 kişilik nüfusa sahiptir.
Kumanova sanayi gelişmine devam ediyor, öyle ki günümüzde ikincil ve üçüncül sektör gelişmiş meşgaleli şehir teşkil ediyor. Sanayinin öncülüklü yeri var (metalurji, ayakabı-deri imalatı, tekstil, gıda, tütün) , ardından da tarım ve ticaret geliyor.
Anıt Merkezi ASNOM
Pelintse köyünde kültür- tarih ve spor-rekreatif merkezi, St. Prohor Pçinski manastırında 2 Ağustos 1944 yılında düzenlenen ASNOM’un birinci oturumuna adalıdır Bu anıt merkezi, tarihi St. Prohor Pçinski manastırının iki kilometre mesafesinde Staro Nagoriçani belediyesine bağlı Pelintse köyünde Pçina nehri etrafında bulunuyor. ASNOM’un İlk Oturumunun 60.yıl dönemi münasebetiyle 2 Ağustos 2004 yılında açıldı. Merkezin toplam alanı 8,5 hektar olmakla içinde oyun sahası, lokanta, temsillerin düzenlendiği amfisi ve ASNOM müzesi bulunuyor. Müzeye tarihi manastırda düzenlenen toplantının anıt levhaları taşınmıştır. Müzenin ön cephesinde 140 metre karelik görkemli “Makedonya” mozaik bulunuyor. Müzede St. Prohor Pçinski manastırında ASNOM’un Birinci Oturumunun düzenlendiği odanın kopyası yer alıyor. Yanında Makedonya devletinin kuruluşunun belgelerinin sergilendiği anı-odası da bulunmaktadır.
Yerleşim yerinin ismi Kumani askeri kaviminden kaynaklanıyor, bahis konusu kavim bölgeye 1094 yılında gelmiş ve belli bir dönem bu bölgeye ve daha geniş çevreye yerleşmiş. Kumanova’nın Jegligovo köyü yakınlığında, Vardar ve Güney Morava nehirleri arasında geçiti koruma amacıyla, XII y.y. kurulduğu tahmin ediliyor. Türk belgelerinde 1519 yılında Nagoriçka kazasının bir bölümü olarak anılmaktadır.
St. Görgi Kilisesi Staro (Eski )Nagoriçane (1313)
Staro Nagiriçane merkezinde yerleşen Kilise Makedonya Bizans sanat tarihinde en önemli yerlerden birine sahiptir
Kilisede bulunan yazıya göre, inşaat kararı 1313 yılında alınıyor ve XI asrına ait daha edki bir yapının temelleri üzerinde inşa edildiği belirlendi. İlk kliseden sadece çok küçük bir fresk fragmanı korunmuştur. Kilise uzamış yazılı haç şeklinde üç orta bölümlü inşaattır ve üzerinde beş kubbe yükselmektedir. Kilisenin ayrıcalığı ilk konumunu koruyan mihrap ara bölmesinde, dahası taş direkten işlenen ikonostasis, parapet panoları ve işli sütun baş tabanları oluşturuyor.
İnziva yeri – XI y.y. ait İlk St. Görgi kilisesinin inşaatı, günümüz kilisenin yakınlığında bulunan küçük bir mağarada yaşayan ve inziva hayatını orada sürdüren St. Prohor Pçinski’nin özgeçmişine bağlıdır. Mağara-inziva yeri onarılmıştır ve günümüzde oldukça ziyaret ediliyor.
Avrupa Mirası – Kilise ve etrafında bulunan yapılar, bir anıt bütünü olarak, Avrupa Komisiyonu ve Avrupa Konseyinin Güneydoğu Avrupa’da kültür mirasın yenilenmesine ait ortak projenin bölümünü oluşturuyor.
Burada fresk tekniğiyle Makedonya’da ikon işlemenin tek örneği görünmüştür, öyleki Çar portallerinin sol ve sağ taraflarında St.Görgi ve Kutsal Meyrem Ana Pelagonitsa’nın simaları temsil edilmiştir.
Bu manevi anıtın büyük önemi, XIV y.y. paleolojik tarzda, vurucu anlatım ve ifade inceliğinin belirgin olduğu, ünlü oymacı Evtihiy ve Mihailo tarafınca işlenen fresklerin korunmasında yatıyor.